Altın Çanak
Üniversiteli Anselmus, elma satan yaşlı bir kadının sepetini devirince bir anda hayatı değişir ve kendini bambaşka bir dünyada bulur. Giderek gündelik yaşamın gerçekliği ile büyülü bir dünyanın gerçekdışılığı arasındaki sınır çizgisinde yaşamaya başlayan Anselmus, bir mürver ağacında gördüğü minik bir yılanın mavi gözlerine vurulur; oysa gerçek dünyada genç ve ihtiraslı Veronika, Anselmus’a âşıktır ve onunla ilgili başka planları vardır.
Hoffmann’ın geleneksel masal unsurlarını antik mistisizmin öğeleriyle harmanladığı Altın Çanak, Alman Romantizmi’nin simge metinlerinden biridir. Altın Çanak’ta birbirine tümüyle zıt fantastik dünya ile burjuva dünyası buluşur. Hoffmann, belirgin farklarına rağmen net çizgiler çizmez ve aradaki geçişi akışkan tutar. Zira Hoffmann’ın evreninde gerçeklik, paralel dünyaları mümkün kılan poetik eşiktir ve bu eşikte gerçek ve gerçeküstü tüm varlıklar uyum içinde yaşarlar.