Başkaldıran İnsan
Albert Camus’nün ölümsüz denemesi Başkaldıran İnsan, ilk yayımlandığında büyük tartışmalar yaratmıştı. Kierkegaard ve Dostoyevski gibi öncüllerinin izini süren Camus’nün bu yapıtında savunduğu görüşler, Marksist eleştirmenlerle Sartre gibi Marksizme yakın düşünürlerin sert tepkisiyle karşılaşmıştı.
Bu denemesinde Camus, "başkaldırı dürtüsü”nün, insan doğasının özünde var olan boyutlardan biri olduğunu ileri sürer. "Dünyanın anlamsızlığı”na başkaldırmak ile belirli tarihsel durumlarda toplumu değiştirmek amacıyla eylemde bulunmayı ayrı ayrı ele alır; Fransız Devrimi’nden yola çıkarak devrim sürecinin eninde sonunda bir zorbalık yönetimine vardığını gösterir.
Başkaldıran İnsan, insanlığın siyasal ve sanatsal serüvenine, kalıcılığından hiçbir şey yitirmeyen derin bir bakış getiriyor.