Canını En Çok Ne Yakar?
Sırtlan ile tavşan dereden tepeden sohbet ederken birlikte balık avlamaya karar verirler. Dünyada en çok acı veren şey yalandır, der tavşan; bunun üzerine sırtlan gülmeye başlar. Tavşan, sözlerini kanıtlamak için sarayın girişine, özene bezene, kralın öfkeden küplere binmesine neden olacak çok özel bir çörek bırakır; sonra da işin gerisini, her tür koku konusundaki uzmanlıkları sebebiyle çörekten hangi hayvanın sorumlu olduğunu araştırmakla görevlendirilen sineklerle yaptığı işbirliğine bırakır.
Tavşanın ileri sürdüğü, dünyada en çok acı veren şeyin yalan olduğu yönündeki varsayım, okuru yalnızca güldürmekle kalmayıp aynı zamanda derinlemesine düşünmeye iten ve duygusal açıdan etkileyen düşsel ve eğlenceli bir öykü ile ortaya konuluyor.
Yüzyıllardır Afrika’nın birçok yoğun nüfuslu bölgesinde masallar çocuklar için ilk eğitim aracı olmuştur. Her bölgenin öykülere yaklaşım tarzı farklı olsa da tüm geleneksel Afrika masalları, simgesel bir içerikle dolu olmalarının yanı sıra, bu kıtada yaşayan insanların atalarından gelen değerli bilgileri ve bilgeliği de barındırırlar; bu masalların çoğu zaman yaşamla ilgili kozmolojik ve felsefi düşünceleri açıkladığı, unutulmuş değerleri yeniden canlandırdığı, insanları eğitip doğru yolu gösterdiği ve bu öyküde olduğu gibi bazı öğretileri aktardığı görülür.
Bu masalda bazı insanlar gibi ikiyüzlü ve alçakça bir kişiliğe bürünen sırtlan, yalanın verdiği acıyı bizzat tadacaktır.
Roger Olmos’un resimleri espriyle dolu, etkileyici ve abartılı karakterler sunuyor. Olmos eğlendirici bir metin yoluyla bizleri Fildişi Sahili’nin söylem, düşünce ve kültürel mirasına yakınlaştıran bu öyküyle ilgili kendi bakış açısını keskin ve net bir çizgiyle ortaya koyuyor.