Christie Malry'nin Dünyayla Hesabı
Christie Malry, büyük çoğunluğu türlü makinelere kâğıt parçaları sokuşturmakla geçen uzun bir günün sonunda Çift Kayıt’ın olağanüstü simetrisi üzerine düşüncelere dalmış bir halde Tapper’s ofisinden evine doğru yol alıyordu. Sonraki kısımlar için Christie’nin zihninde bir gezinti yapmanın iyi olacağını düşünüyorum; tabii olayların aslında kimin zihninde yaşandığını hepiniz gayet iyi bildiğinden, buna daha ziyade bir gezinti illüzyonu diyelim.
Christie Malry düz biridir. Para kazanması gerektiği için on yedi yaşındayken büyük bir bankada işe girer. Kasvetli iş ortamı ve işyerindeki ilişkiler Christie’yi huysuzlaştırır. Zaman geçtikçe, yıllarını aynı bankada, konfor alanında geçirip emeklilik yaşı gelene kadar beklemek yerine akşam sınıflarına katılıp muhasebe öğrenmeye ve iş değiştirmeye karar verir. Muhasebe derslerinde öğrendiği çift kayıtlı hesap yöntemini kişisel hayatında dünyayla hesaplaşmak için kullanmaya başlar. Bundan sonra gündelik hayatında canını sıkan, onu zora sokan ne varsa çift kayıt yöntemiyle –yani alacak verecek hesabı tutarak– belirleyecektir. Ancak yeni işyeri, yeni arkadaşlar ve intikam planlarıyla birlikte hesaplar karışır.
“Roman türünün geleceği, B.S. Johnson gibi insanlara bağlı.”
Anthony Burgess
“En yetenekli yazarlardan biri.”
Samuel Beckett