Haydi Sofraya!
%15
190,00 TL
161,50 TL
Kategori
Yayınevi
Barkod
9786051051437
Çevirmen
Pelin Tünaydın
Yayın Dili
Türkçe
Yayın Yılı
2015
Sayfa Sayısı
200
Kapak Tipi
Karton Kapak
Yayına Hazırlayan
Füsun Kiper
Piyasa Fiyatı
190,00 TL
Haydi Sofraya! - Mutfak Penceresinden Osmanlı Tarihi
Yemek varoluşun temel unsuru, aynı zamanda da bir kimlik, kültür ve sınıf göstergesi. Lakin tüketimi, üretimi, taksimi, tanzimi, sunumu, muhafazası ve temsiliyle yeme içme çalışmaları Osmanlı tarihi çalışmalarında henüz yeterince olgunlaşmış değil. Daha evvel İyilik Yap Denize At: Müslüman Toplumlarda Hayırseverlik adlı çalışmasını yayınladığımız Amy Singer’ın derlediği bu kitap, yemekler, gıda maddeleri, yemek tarifleri, yeme içme alışkanlıkları, öğünler ile mutfak ve sofra gereçlerini başlangıç noktası olarak alıp yemek çerçevesinde tarihsel bir incelemeye girişiyor. Bunu yaparken de aslında yekpare ve durağan bir "Osmanlı mutfağı”ndan söz edemeyeceğimizi ortaya koyuyor.
Nicolas Trepanier’nin "Oruç ve Erken Dönem Mevlevi Tarikatı”nı ele aldığı makalesi, Mevleviliğin ilk dönemlerine ait kaynaklarda yemeğin (yemekten imtina etmenin) rolünü ele alıyor ve tarihsel değişimleri meydana çıkarıyor. İklil Selçuk’un "Bursa’da Bozacılığa Dair Bir İnceleme”si, az miktarda alkol ihtiva eden bozanın 15. ve 16. yüzyıl Bursa’sının ticari ve toplumsal hayatında teşkil ettiği yeri ele alıyor. Rachel Goshgarian "Kaynaşmak ve Ayrışmak”ta, 16. yüzyıl Anadolu Ermeni yemek ve ziyafet tasvirlerine başvurarak Sünni Osmanlı ile Şii Safevi imparatorlukları arasındaki savaşın kültürel bağlamında Ermeni Hıristiyan kimliğinin oluşum süreçlerine eğiliyor.
Osmanlı imaretlerini ünlü restoran elkitabı "Michelin Rehberi”ndeki gibi tasnif edip notlandıran Amy Singer’in imaret menüleri ile müşterilerine dair çalışması, bedelsiz yemek dağıtımının Osmanlı mevcudiyetine işaret ettiğini, sosyal ve ekonomik hiyerarşileri tanımlayıp pekiştirdiğini belirtiyor. "1. Ahmed’in Av Sefaları”nı inceleyen Tülay Artan, av anlatıları üzerinden saray faaliyetlerinin inceliklerini ortaya koyarken, böylesi metinlerin sultan imgesini şekillendirmekteki rolünü de gösteriyor. Joanita Vroom ise "Cornelis Calkoen Türkiye’de: Bir 18. yüzyıl Felemenk Diplomatının Topkapı Sarayı’ndaki Öğle Yemeği”nde, yemek ikramı ve sofra adabına ressam Jean-Baptiste Vanmour’un tabloları ile çömlekler, sofra takımları ve gereçleri gibi maddi bulgular ışığında yaklaşıyor.
Yemek varoluşun temel unsuru, aynı zamanda da bir kimlik, kültür ve sınıf göstergesi. Lakin tüketimi, üretimi, taksimi, tanzimi, sunumu, muhafazası ve temsiliyle yeme içme çalışmaları Osmanlı tarihi çalışmalarında henüz yeterince olgunlaşmış değil. Daha evvel İyilik Yap Denize At: Müslüman Toplumlarda Hayırseverlik adlı çalışmasını yayınladığımız Amy Singer’ın derlediği bu kitap, yemekler, gıda maddeleri, yemek tarifleri, yeme içme alışkanlıkları, öğünler ile mutfak ve sofra gereçlerini başlangıç noktası olarak alıp yemek çerçevesinde tarihsel bir incelemeye girişiyor. Bunu yaparken de aslında yekpare ve durağan bir "Osmanlı mutfağı”ndan söz edemeyeceğimizi ortaya koyuyor.
Nicolas Trepanier’nin "Oruç ve Erken Dönem Mevlevi Tarikatı”nı ele aldığı makalesi, Mevleviliğin ilk dönemlerine ait kaynaklarda yemeğin (yemekten imtina etmenin) rolünü ele alıyor ve tarihsel değişimleri meydana çıkarıyor. İklil Selçuk’un "Bursa’da Bozacılığa Dair Bir İnceleme”si, az miktarda alkol ihtiva eden bozanın 15. ve 16. yüzyıl Bursa’sının ticari ve toplumsal hayatında teşkil ettiği yeri ele alıyor. Rachel Goshgarian "Kaynaşmak ve Ayrışmak”ta, 16. yüzyıl Anadolu Ermeni yemek ve ziyafet tasvirlerine başvurarak Sünni Osmanlı ile Şii Safevi imparatorlukları arasındaki savaşın kültürel bağlamında Ermeni Hıristiyan kimliğinin oluşum süreçlerine eğiliyor.
Osmanlı imaretlerini ünlü restoran elkitabı "Michelin Rehberi”ndeki gibi tasnif edip notlandıran Amy Singer’in imaret menüleri ile müşterilerine dair çalışması, bedelsiz yemek dağıtımının Osmanlı mevcudiyetine işaret ettiğini, sosyal ve ekonomik hiyerarşileri tanımlayıp pekiştirdiğini belirtiyor. "1. Ahmed’in Av Sefaları”nı inceleyen Tülay Artan, av anlatıları üzerinden saray faaliyetlerinin inceliklerini ortaya koyarken, böylesi metinlerin sultan imgesini şekillendirmekteki rolünü de gösteriyor. Joanita Vroom ise "Cornelis Calkoen Türkiye’de: Bir 18. yüzyıl Felemenk Diplomatının Topkapı Sarayı’ndaki Öğle Yemeği”nde, yemek ikramı ve sofra adabına ressam Jean-Baptiste Vanmour’un tabloları ile çömlekler, sofra takımları ve gereçleri gibi maddi bulgular ışığında yaklaşıyor.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!