Kaybolan İzler Güneydoğu'da Geleneksel Dövme
Kültür tarihimize dair önemli bir araştırma Güneydoğu’da Geleneksel Dövme ya da Dek ve Dak
Halkbilimci Mümtaz Fırat’ın araştırması bilimsel bir araştırma olarak
öne çıkarken her kuşaktan okurun ilgisini çekecek bir geleneği
tanıtıyor.
Dövme, büyük ölçüde popüler kültürün bir parçası
olarak biliniyor. Oysa dövme oldukça kadim bir gelenek olarak dünyanın
pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de yaşayan bir gelenek. Özellikle
Avrupalı bilim insanlarınca 19. ve 20. Yüzyıllarda bu konuda çeşitli
aramalar yapılırken, ülkemizde ancak son 20-30 yıl içersinde ve sınırlı
ölçüde ilgili gösterilmiştir. Dolayısıyla halkbilimci Mümtaz Fırat’ın
2015 yılında Oğuz Tansel Halkbilim Araştırma ödülünü bu çalışması,
bilimsel araştırma olarak öne çıkarken, her kuşaktan okurun ilgisini
çekecek bir geleneği tanıtması açısından dikkat çekicidir.
"Dövme
tanımının kapsayıcı yeni bir kavramsallaştırmaya ihtiyaç duyduğu
söylenebilir. Bu çerçevede evrensel açıdan geleneksel dövme: Süslenme,
kötülüklerden korunma, bereket, tılsım gibi saiklerle, renk veren
maddelerin vücudun herhangi bir yerine sivri ya da keskin bir araçla
kalıcı olacak biçimde işlenmesidir. Bu evrensel tanımın yanı sıra
Güneydoğu’da görülen geleneksel dövme için şu tanımı yapmak mümkün
görünmektedir: Süslenme, nazardan korunma, tılsım, bereket, sağaltma
gibi saiklerle, is, çivit, öd, anne sütü gibi maddelerin kullanılmasıyla
elde edilen karışımın, deri altına iğnelerle işlenmesine dek / dak /
dövün / döğün / döğün / veşm / vesm denir.”