Yaz Sıcağı
Sevda bir kapıdır.
Nereye açıldığını bilmezsin, yine de içeri adımını atarsın.
Sanat tarihçisi Melike, İstanbul’daki Bizans kiliselerini gezdireceği Yunan yönetmen Petro’nun kendisini bambaşka bir amaçla aradığını bilemezdi.
Petro’nun ortaya çıkışının, ailesindeki sır kapılarını bir bir aralayacağını, aşk hikâyelerini, kayıp hikâyelerini, acılı ada hikâyelerini ortaya sereceğini hayal bile edemezdi.
Yaz Sıcağı bir parçalanma ve kavuşma öyküsü. Baba ile kızın... Kadın ile erkeğin... Ana ile oğulun... İkiye bölünmüş topraklar ile ayrı düşmüş kardeşlerin...
Kendi duygusal gelgitlerimden, içimdeki didişmeden, hiç hesapta yokken geçmişe savrulmaktan yorulmuştum. Hepsi Petro yüzünden. Babaannemin anısını getirmişti işte. Yanında da babamınkini. Kapattığım pencereleri bal gözlerinin bir bakışıyla açıvermişti. Ben artık açılmaz o pencereler zannediyordum. Kullanılmamaktan paslanmış, şişmiş, sıkışmıştır.